23 Nisan 2011 Cumartesi

Kayıp yakınlarından Mersin'de oturma eylemi

ANF
16:20 / 23 Nisan 2011
MERSİN - Mersin’de MEYA-DER öncülüğünde bir araya gelen yüzlerce kayıp yakını, çocuklarının mezarlarının bulunarak kendilerine teslim edilmesi için oturma eylemi düzenledi. MEYA-DER Sözcüsü Ali Atsız, hükümete seslenerek, “Hakikatleri Araştırma Komisyonu kurulması, çıkarılan kemiklerle ilgili DNA bankası oluşturulması, ortaya çıkarılan kemiklerin DNA bankasına alınmasını talep ediyoruz” dedi.

Mersin’de, MEYA-DER öncülüğünde bir araya gelen yüzlerce kayıp yakını, ellerinde çocuklarına ait fotoğraflarla BDP’li Akdeniz Belediye binası önünde oturma eylemi yaptı. Eyleme, aralarında BDP’nin desteklediği Bağımsız milletvekili adayı Ertuğrul Kürkçü, Akdeniz Belediye Başkaın M. Fazıl Türk, belediye meclis üyeleri ile partililer ve şehit annelerinin de bulunduğu yaklaşık 700 kişi katıldı. “Biji serok Apo”, “Şehit namirin”, “Savaşa hayır, barış hemen şimdi”, “Ey Şehit, yolunuz yolumuzdur”, ve “PKK halktır, halk burada”, “Katil Erdoğan” sloganları atılan eylemde AKP Hükümeti’ne seslenen yüzlerce şehit annesi, çocuklarının kemiklerinin bulunarak kendilerine teslim edilmesi taleplerini haykırdı. Oturma eyleminin yapıldığı Belediye çevresinde Çevik kuvvet polisi panzer ve tazyikli su fırlatan tomo adı verilen araçlarla yoğun güvenlik önlemi aldığı gözlenirken, eylem yaşamını yitirenlerin anısına yapılan bir dakikalık saygı duruşu ile başladı.

ÇOCUĞUNU KAYBEDEN ANNEDEN 23 NİSAN DERSİ

Elinde kayıp olan çocuğuna ait fotoğrafla gazetecilerin yanına kadar gelerek konuşan Şerife Orhan adlı anne, “Bugün günlerden ne biliyor musunuz? Bugün 23 Nisan Çocuk Bayramı. Ama bizim çocuklarımız kayıp. Bir mezarları bile yok. Çocuklarımızı toprağın altında değil, kucağımızda uyutmak istiyoruz. Artık yeter! Bu kan, savaş dursun. Türk, Kürt, Arap hiçbir annenin yüreği yanmasın. Müslüman’ım diyen Başbakan Erdoğan’ın hiç mi vicdanı sızlamıyor. Bu savaşı bitirmek onların elinde” dedi.

Ardından söz alan Ertuğrul Kürkçü ise, Kürtlerin tek talebinin insanca, kardeşçe ve birlikte yaşam olduğunu, ancak kendilerine ölüm, işkence, cezaevi ve sürgünlerin reva görüldüğünü vurguladı. Musa Anter, Vedat Aydın, Mehmet Sincar, pek çok İHD yöneticisi Özgür Gündem gazetesinin yazarları, muhabirleri ve daha birçok değerli Kürt aydınının sistem tarafından katledildiğini belirtti.

Kürkçü, “Hiç kimsenin bu halka, annelere bu acıları yaşatmaya hakkı yoktur. Acılarınızı paylaşıyoruz. Oğullarınız ve kızlarınız Kürt Özgürlük Mücadelesi’nde yaşamlarını feda ettiler. 30-40 süren bu savaşta, orta büyüklükte bir kenti dolduracak kadar insanımız yaşamını yitirdi. Diyarbakır cezaevinde başlayan zulüm, bunu izleyen yıllarda HEP, DEP, HADEP, DTP ve Bugün BDP saflarında süren mücadelenin içinde pek çok insan, barışçıl, şiddetsiz bir politika sürdürdükleri halde katledildi. Savaşı istemedikleri halde, savaşa sürüklenen Türk kardeşlerimiz de hayatlarını kaybetti. Neresinden bakarsanız bakın, ezilen bir halk hakkını istedi, kendi dilini konuşmak, kendi dilinde eğitim görmek, kendi kendini yönetmek, diğer yurttaşlarla eşit olmak ve özgür vatanda yaşamak istedi. Başka da bir şey istemedi” diye konuştu.

Türkiye Cumhuriyet Devletinin ise, Kürtlerin barışçıl ve demokratik taleplerine savaş ve silahla karşılık verdiğini söyleyen Kürkçü, şöyle konuştu: “Bugün geldiğimiz noktada, bu sürecin artık silahlarla sürdürülemeyeceği artık ortaya çıkmıştır. Türkiye Cumhuriyet Devleti’ne, Cumhurbaşkanı’na, Başbakan’a, Parlamenterlere, tüm siyasi partilere ve TSK’ya buradan sesleniyoruz. Bir an önce barış için harekete geçin. Bu çatışmaya son verecek çözümü gündeme getirin. Çözüm son derece basit. İnsanların kendilerini yönetmelerine razı olun. Demokratik ve eşit yurttaşlık temelinde yeni bir anayasa hazırlayın. İşte o gün Türkiye’ye barış gelecektir.”

AKP ÖNCEKİ HÜKÜMETLERDEN DAHA ZALİM

MEYA-DER Sözcüsü Ali Atsız ise, “Yaşanılan vahşetlerin kirli yüzü açığa çıkmasın diye AKP hükümeti ve devleti tarafında ört bas edildiğini söyledi.

Kürt halkı özgürlük mücadelesinde binlerce evladını yitirdiğini hatırlatan Atsız, “Bir kısmı işkence, bir kısmı faili meçhullerle, bir kısmı çatışmalarda, bir kısmı da kimyasal silahlarla olmak üzere binlerce özgürlük savaşçısı katledildi. Bu insanlar adaletli bir dünya için eşit ve özgür bir gelecek için onurlu bir yaşam için her türlü zorluğu göze alarak özgürlük savaşımını verdi” dedi.

“Biz kayıp yakınları olarak bu kirli savaşta hayatlarını kaybeden, toplu mezarlara gömülen, bedenleri parçalanan, direnerek ölümsüzleşen evlatlarımızın anıları ile mücadelemizi sürdüreceğiz” diyen Atsız, açıklamasına şöyle devam etti; “Kaybettiklerimizin mücadelelerine olan bağlılığımızı bir kez daha göstermek için buralardayız. Burada AKP ve başbakana sesleniyoruz, artık bu kan dursun ve gençlerimiz ölmesin istiyoruz. Bütün çağrılara rağmen maalesef görünüyor ki AKP kendisinden önceki hükümetlerden daha zalimce uygulamalara giderek, kanın akması için bütün yolları deniyor. Bizlere bu yapılanları kınıyoruz. Kürt Sorunu, demokratik ve barışçıl yollarla çözülünceye dek mücadeleye devam edeceğiz. Hükümetten şu talepleri istiyoruz: ‘Hakikatleri Araştırma Komisyonu kurulması, çıkarılan kemiklerle ilgili DNA bankası oluşturulması, ortaya çıkarılan kemiklerin DNA bankasına alınmasını talep ediyoruz’ AKP devleti bilsin ki biz çocuklarımızın mücadelesinin arkasındayız, yolundayız”

Konuşmaların ardından yüzlerce şehit yakını, ellerinde kayıp çocuklarının resimleriyle, bir saatlik oturma eylemi başlattı. Ardından kitle Belediye binasından 10 kilometre uzaklıkta bulunan Barış çadırlarına doğru slogan ve alkışlar eşliğinde yürüdü.

ANF NEWS AGENCY

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder