31 Mart 2012 Cumartesi

Efeoğlu için 5-6 Nisan'da Çağlayan'dayız
İstanbul
20:17 / 30 Mart 2012

Gözaltında kaybedilen üniversite öğrencisi Ayhan Efeoğlu'nun mezar yerinin açıklanması için her Cuma Taksim'de eylem yapan TAYAD'lı aileler, bir kez daha Efeoğlu'nun nerede olduğunu sordu.

Taksim Tramvay durağında bir araya gelen TAYAD'lı aileler, Ayfan Efeoğlu'nun bulunması için 5-6 Nisan'da Çağlayan Adliyesi önünde açlık grevine başlayacaklarını duyurdu. Eylemde, "Kaybeden, katleden devlettir hesap soracağız", "Ayhan Efeoğlu'nun mezar yeri açıklansın" sloganları atıldı.

Burada açıklama yapan Nuri Cihanyandı, kontrgerilla elemanı Ayhan Çarkın'ın itiraflarına rağmen Ayhan Efeoğlu'nun mezar yerinin bulunması için herhangi bir adım atılmadığına dikkat çekti. Efeoğlu'nun devrimci olduğu için öldürüldüğünü kaydeden Cihanyandı, Efeoğlu'nun mezarı bulununcaya kadar mücadeleyi sürdüreceklerini belirtti.

Cihanyandı, 5-6 Nisan tarihlerinde Ayhan Efeoğlu'nun bulunması ve ailesine teslim edilmesi talebiyle Çağlayan Adliyesi önünde açlık grevine başlayacaklarını duyurarak kamuoyuna duyarlılık çağrısı yaptı.

ANF NEWS AGENCY

17 Mart 2012 Cumartesi

Cumartesi Anneleri: Aksu'yu vazgeçilmez kılan nedir?
ANF
12:52 / 17 Mart 2012

İstanbul - Cumartesi Anneleri ve insan hakları savunucuları, Cumartesi eyleminin 364. haftasında Galatasaray'da bir araya geldi. 21 yıldır kayıp olan Yusuf Erişti'nin akıbetini soran Cumartesi Anneleri, newroz mitinginin yasaklanmasına tepki gösterdi.

30 yaşındaki Yusuf Erişti, 14 Mart 1991 tarihinde Belgradkapı'da İstanbul Terörle Mücadele Şubesi polisleri tarafından gözaltına alındı. Gayrettepe'deki sorgusunda onu görenler, "Size hiçbir şey söylemeyeceğim" diyen sesini duydu. Bir tanık, "Yusuf Erişti'ye yoğun işkence yapıldı. Onu en son 17 Mart'ta koma halinde hücresinden götürülürken gördüm. Bir daha da görmedim" dedi.

Bugünkü eylemde Yusuf Erişti dosyasını açıklayan İHD Kayıplara Karşı Komisyon, Erişti'nin kaybedildiği dönemde İçişleri Bakanın’ın Abdülkadir Aksu olduğunu hatırlattı. Aksu ile ilgili olarak açıklamada şu ifadeler yer aldı:

"Aksu, üniversite öğrencisi genç emniyette işkence ile öldürüldüğünde 'kendi kendini öldürmüştür', devletin güvenlik güçleri Yeşilyurt köylülerine bok yedirdiğinde 'olacak o kadar' İçişleri Bakanı'dır."

Birinci AKP hükümetinde Aksu'nun içişleri bakanı olduğu hatırlatılan açıklamada, "Aksu, halen AKP'nin Siyasi ve Hukuki İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekilidir." denildi.

Açıklamada Başbakan Erdoğan'a, "Aksu'yu sizin için vazgeçilmez kılan nedir?" diye soruldu.

Yusuf Erişti'nin kardeşi Zehra Eryılmaz, kardeşinden 21 yıldır haber alamadıklarını belirterek, "Babam artık hasta, yıllardır oğlundan haber bekliyor. Başbakan'a sesleniyorum, artık abimin akıbetini açıklayın" diye belirtti.

Eyleme katılan BDP Eş Başkanı Gültan Kışanak, cumartesi eylemine katılım çağrısı yaptı. Başbakan Erdoğan'ın geçtiğimiz yıl Cumartesi anneleri ile yaptığı görüşmeyi hatırlatan Kışanak, "Bir yıldır ne oldu? Başbakan'a sesleniyoruz, kayıpları siyaset malzemesi yapmayın. Gelin mecliste komisyon kuralım" dedi.

Murat Yıldız'ın annesi Hanife Yıldız, Roboski katliamı nedeniyle Uludere’ye giden Emine Erdoğan'ın sözlerini hatırlattı, "Bizimle dalga geçiyorlar. Bu iş ağlayarak çözülmez, adalet ile çözülür" diye konuştu.

Hasan Ocak'ın kardeşi Ali Ocak da Newroz kutlamalarının yasaklanmasına tepki göstererek, "Bu kararı sorgulamak gerek, devletin halkın taleplerine ve sorunlarına yaklaşımını gösteriyor" ifadelerini kullandı.
Kayıp yakınlarından Newroz'un yasaklanmasına sert tepki
ANF
13:26 / 17 Mart 2012

Amed - İHD ve Kayıp yakınlarının "Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın" sloganıyla her hafta düzenlediği oturma eylemi Diyarbakır ve Batman'da devam etti. İHD Diyarbakır Şube Sekreteri Diyarbakır Raci Bilici, Newroz'un yasaklanmasına tepki göstererek, Newroz bayramını ruhuna uygun bir şekilde kutlayacaklarını söyledi.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınlarının her hafta "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" sloganıyla düzenlediği oturma eylemi 162'nci haftasında Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde devam etti. Eyleme İHD yönetici ve üyeleri, MEYA-DER, Barış Anneleri İnisiyatifi ve KESK’e bağlı sendikaların temsilcileri ile kayıp yakınları katıldı.

Faili meçhul cinayetlerde yaşamını yitiren ve kaybedilenlerin fotoğraflarının taşındığı eylemde, İHD Diyarbakır Şube Sekreteri Raci Bilici Newroz kutlamalarına Valilikler tarafından izin verilmemesini protesto ederek, "90'lı yıllara geri mi dönüyoruz" şeklinde sordu. Geçmişte yaşanan kötü olaylardan ders çıkartılmadığını, bu yasakçı zihniyetin ciddi bir sorun oluşturduğunu ifade eden Bilici, "Kawalardan bugüne yasaklamalar oldu, ancak Kürt halkı kendi varlığını, kültürünü koruyarak, bedeller ödeyerek bugünlere geldi. Türkiye'nin insan haklarına, özgürlüklere, demokrasiye ihtiyacı var. Gelin Newroz'u barışa gitmek için bir başlangıç olarak kabul edelim. Hiçbir şey için geç değildir" dedi.

YASAKÇI ZİHNİYET TEHLİKELİ BİR ZİHNİYETTİR

Yasakların gerçekçi gerekçelerinin olmadığını, Newroz'un sadece bir gün değil, 1 hafta, bir ay boyunca kutlandığını ifade eden Raci Bilici, "Tüm Kürtler ve ezilen halklar bu bayramı ruhuna uygun kutlamak istiyor. Yasakçı zihniyet tehlikeli bir zihniyettir. Bunu en iyi hükümetin bilmesi gerekir. Bu gelişmelerden kaygılıyız" diye konuştu. Başbakan'a seslenen Bilici, "Gelin birlikte Diyarbakır'da kutlayalım Newroz'u. Barış için birlikte mesaj verelim. Bundan başka çare yoktur" dedi.

MEHMET YILDIZ’IN KAYBEDİLİŞ HİKAYESİ ANLATILDI

Bilici'nin ardından İHD Kayıp Komisyonu Üyesi Necibe Güneş Perinçek, 22 Temmuz 1994 Kulp'ta kaybedilen Mehmet Yıldız'ın akıbetini sordu. Yıldız'ın Mersin'de çalıştığı sırada ailesini ziyaret etmek için Diyarbakır'a geldiğini ifade eden Perinçek, o esnada gözaltına alındığını ve 3 gün gözaltında kaldıktan sonra serbest bırakıldığını söyledi. Yaşanan olaydan 45 gün sonra Yıldız'ın kardeşi Kemal Yıldız'ın çalıştığı kahveye giden sivil polislerin kimlik kontrolü sırasında Mehmet Yıldız'ı sorduğunu ifade eden Perinçek, "Daha önceden gözaltına alınan Mehmet giysilerini bir çantaya koyup evden ayrıldı. Diyarbakır'dan Kulp İlçesi'ne giderken askerlerin yolda yaptıkları kimlik kontrolü sırasında Mehmet Yıldız ve onunla birlikte Mehmet Aktar gözaltına alındı. Aktar, korucu olan akrabalarının devreye girmesiyle serbest bırakıldı. Yıldız'ın ailesi resmi girişimlerden sonuç alamadı ve Yıldız'dan bir daha haber alınamadı" dedi.

Yapılan konuşmaların ardından kayıp yakınları 5 dakika oturma eylemi yaparak eylemlerine son verdi.

BATMAN

Batman'da İHD ve kayıp yakınları tarafından her hafta Gülistan Caddesi'nde yapılan "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" eylemi bu hafta da devam etti. Eyleme İHD yöneticileri ve kayıp yakınlarının yanı sıra sivil toplum örgütü temsilcileri ile BDP PM Üyesi Osman Ergin ile Belediye Başkan yardımcıları Hamza Ayiş, Mustafa Tuğyıldız katıldı. İHD MYK üyesi ve Batman Şube Yöneticisi Nihat Ekinci, "İHD'ye yapılan başvurular ve yaptığımız incelemeler sonucunda tespit ettiğimiz hak ihlallerini her fırsatta devletin ilgili birimlerine bildirmemize rağmen, başta Adalet Bakanlığı olmak üzere devlet kurumları adeta bu sorunlar karşısında kulaklarını tıkayarak, yaşanan ihlallere göz yummaktadır. Meclis Alt Komisyonu tarafından yapılan incelemenin bir an önce rapor halinde sunulmasını istiyoruz. 162 değil 5 bin haftada olsa burada kayıpların akıbetini soracağız taki kamuoyu ve kayıp yakınları tatmin oluncaya kadar. Ve eylemimizden en ufak bir geri adım atma söz konusu olmayacaktır. Cezaevleri bizim en önemli hassasiyetimizdir, cezaevlerindeki eylemler de hassas bir noktaya doğru ilerlemektedir. Yetkililerin gerekli önlemleri en kısa sürede almasını istiyoruz" dedi.

Açıklamanın ardından yapılan 5 dakikalık oturma eylemi ile açıklama son buldu.

ANF NEWS AGENCY

3 Mart 2012 Cumartesi

Kayıp yakınları Çalık ve Fidan’ın akıbetini sordu
ANF
12:47 / 03 Mart 2012

AMED - İHD ve Kayıp yakınlarının “Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın” sloganıyla her hafta düzenlediği oturma eylemi, 160’ıncı haftasını geride bıraktı. Her hafta olduğu gibi kayıplarının akıbetini soran kayıp yakınları, bu hafta 1994 yılında kaybedilen Salih Çalık ve Sinan Fidan için oturma eylemi yaptı.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınlarının her hafta "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" sloganıyla düzenlediği oturma eylemi 160'ıncı haftasında Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde devam etti. İHD üye ve yöneticilerinin yanı sıra MEYA-DER, Barış Anneleri İnisiyatifi, KESK’e bağlı sendikaların temsilcileri ile kayıp yakınlarının katıldığı eylemde, faili meçhul cinayetlerde yaşamını yitiren ve kaybedilenlerin fotoğrafları taşındı.

Bu haftaki eylemde konuşan İHD MYK Üyesi ve Diyarbakır Şube Yöneticisi A. Rahşan Bataray Saman, konuşmasına tüm kadınların ve annelerin 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutlayarak başladı.

‘ADLİ TIP KUŞKULARI GİDERMEMİŞTİR’

160 haftadır kayıpların bulunması ve faillerinin yargılanması için mücadele ettiklerini belirten Bataray Saman, ancak seslerinin devlet yetkilileri ve Türk kamuoyu tarafından duyulmadığını dile getirdi. Diyarbakır İçkale’de bulunan toplu mezarın ortaya çıkmasıyla kayıplar konusunun tekrar gündemleştiğini kaydeden Bataray Saman, toplu mezarda bulunan kemiklere ilişkin Adli Tıp Kurumu’nun hazırladığı rapora ise tepki gösterdi. Adli Tıp Kurumu’nun bilimsellikten uzak raporlar hazırladığının geçmişte de ispat edildiğini vurgulayan Bataray Saman, bu raporun kayıp yakınlarının kafalarındaki kuşkuları gidermediğini söyledi.

‘YOKMUŞ GİBİ DAVRANİYORSUNUZ AMA YAKINLARIMIZ HALA KAYIP!’

Rapor açıklandıktan sonra yetkililerde sanki 90’lı yıllarda bu kayıpların yaşanmadığı gibi bir havanın oluştuğunu belirten Bataray Saman, şunları söyledi: “Ama bu kayıplar yaşanmıştır. Bu gerçeği değiştiremezsiniz. Bizim yakınlarımız hala kayıp, halen kemikleri bulunamadı veya failleri ortaya çıkarılamadı. Bu rapor aslında daha vahim bir sonucu ortaya çıkardı. 90’lı yıllarda bu bölgede yaşanan kayıpların, faili meçhullerin ve toplu mezar gerçeğinin aslında 100 yıl önce de bu topraklarda yine Kürtlere reva görülen bir uygulamaydı ve maalesef tarih tekerrür ediyor. Biz insan hakları savunucuları olarak 100 yıl önce de olsa işlenmiş olan insanlık suçlarının takipçisi olacağımızı tekrar belirtmek isteriz.”

Bu hafta 2011 yılı İnsan Hakları İhlalleri Raporu’nu açıkladıklarını kaydeden Bataray Saman, “İstatistikler bize göstermektedir ki, 2011 yılında hak ihlalleri her yıl artarak devam ediyor. 2012 yılının ilk iki ayı da göstermektedir ki, bu ihlaller 2012 yılında artarak devam edecek” dedi.

ASKER ÖNCE YARALADI SONRA KAYBETTİ

Bataray Saman, konuşmasının ardından 6 Haziran 1994 tarihinde Diyarbakır’ın Kocaköy İlçesi Şahlat Köyü’nde askerler tarafından gözaltına alınarak kaybedilen Salih Çalık ve Sinan Fidan’ın kaybediliş hikayesini şöyle anlattı: “Şahlat Köyü Askerler tarafından yakıldığı için Çalık ailesi Diyarbakır Merkezine göç etmişti. Ancak Salih Çalık işçi olduğu için köye çalışmaya gidip gelmeye devam ediyordu. Olay günü Salih yine köye çalışmaya gitmişti. Köyde de bir Askeri operasyon başlamıştı. Operasyon sırasında Askerler köylüleri uzun namlulu silahlarla taradılar, tarama sırasında 2 köylü yaşamını yitirdi. Olayda Salih Çalık da ayağından yaralanmıştı. Yaralı olduğu için köyden çıkamayınca Süleyman Muntaş’ın evine sığınmıştı. Ancak askerler kaldığı evi tespit ederek, eve baskın düzenledi. Yapılan baskın sonucunda ev sahibi Süleyman Muntaş, yaralı Salih Çalık ve Çalık’ı tedavi etmek için evde bulunan Sinan Fidan, askerler tarafından gözaltına alındı. Ev sahibi Muntaş, 25 gün sonra serbest bırakıldı. Salih ve Sinan ise gözaltında tutulmaya devam edildiler. Serbest bırakılan Süleyman Muntaş, yalnızca 2 gün Salih ve Sinan ile birlikte gözaltında tutulduklarını, sonrasında ikisini onun yanından ayırdıklarını anlatıyor. Salih Çalık ve Sinan Fidan’ın akıbeti konusunda bir bilgiye ulaşamayan aileleri, Diyarbakır DGM Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurdular. Ancak Savcı dilekçeyi aileye iade ederek, ‘bu şahısları biz almadık, gidin PKK’den sorun’ diyerek ailelerin talebini geri çevirdi. O tarihten itibaren Salih Çalık ve Sinan Fidan’dan bir daha haber alınamadı.”

Hikayenin anlatımının ardından Salih Çalık’ın annesi Kesire Çalık, oturma eylemine katılanlara oğlunun kaybediliş hikayesini ve yaşadıklarını paylaştı.

Yapılan konuşmaların ardından kayıp yakınları, Salih Çalık ve Sinan Fidan’ın anısına 5 dakikalık oturma eylemi yaptı.

ANF NEWS AGENCY
Kayıp torunu: Dedemin mezarını istiyorum
ANF
13:10 / 03 Mart 2012

İSTANBUL - Cumartesi anneleri, oturma eylemlerinin 362. haftasında 27 Ekim 1995 tarihinde kaybedilen Abdülkerim Yurtseven, Mikdat Özeken ve Münir Sarıtaş'ın akıbetini sordu. Torun Emrah Yurtseven, "Dedemin mezarını istiyorum" dedi.

Cumartesi anneleri, eyleme katılan CHP milletvekillerine, Dargeçit Kayıpları'nın sorumlusu olan Hurşit İmren'in hala Sivas Cepni'de CHP'den belediye başkanı olduğunu hatırlattı, "Görevden alınması talebimizi Kılıçdaroğlu'na iletin" dedi. Bugünkü eyleme, cezaevindeki meslektaşları için Taksim'de eylem yapan gazeteciler de katıldı.

TANIKLARI KONUŞTU

Abdülkerim Yurtseven (73), Mikdat Özeken (18) ve Münir Sarıtaş (13), 27 Ekim 1995 tarihinde, Binbaşı Mehmet Emin Yurdakul'un komutasındaki Yüksekova Komando Taburu'na bağlı askerler tarafından Ağaçlı Köyü'nden gözaltına alındılar. Üç köylüyü bir daha gören olmadı. Yüksekova Komanda Taburu'nda görevli bir asker ve sorgulara katılan bir itirafçı, Abdülkerim Yurtseven'in dövülerek, Mikdat Özeken ve Münir Sarıtaş ise Yurdakul'un talimatıyla kurşuna dizilerek öldürüldüğünü anlattı.

Aileler, ilçe idare kuruluna şikayette bulundu. Dönemin Yüksekova Kaymakamı, bugünün Eskişehir Vali Yardımcısı Aydın Tetikoğlu dosyanın hukuksuz bir şekilde men-i muhakeme kararıyla kapatılmasını sağladı.

13 Haziran 1997 tarihinde Hakkari Cumhuriyet Başsavcılığı, Abdülkerim Yurtseven'in Binbaşı Yurdakul tarafından dövülerek öldürüldüğü, olayı gören Mikdat Özeken ve Münür Sarıtaş'ın ise tanık bırakmamak için yine Binbaşı Yurdakul'un emriyle Kahraman Bilgiç, Nihat Yiğiter ile bir yüzbaşı tarafından kurşuna dizilerek öldürüldüğü yönündeki bilgilere dayanarak, adı geçenler hakkında soruşturma başlattı.

12 Kasım 1999'da Hakkari Ağır Ceza Mahkemesi, delil yetersizliği iddiası ile davada beraat kararı erdi. Ailelerin kararın temsiyi için yaptığı başvuru Yargıtay tarafından 2 Nisan 2001 tarihinde reddedildi. Davayı Türkiye'de kaybeden aileler, AİHM'de kazandı. 2003 yılında AKP hükümeti suçu kabul ederek, tazminat ödedi ancak sorumlular yargılanmadı.

Bugünkü eyleme Yurtseven'in torunu Emrah Yurtseven katıldı. Dedesi gözaltına alındığında 1 yaşında olduğunu hatırlatan Yurtseven, "Dedemin mezarını istiyorum. Onun mezarını buluncaya kadar buradayım" dedi.

'DOSYA YENİDEN AÇILSIN'

İHD İstanbul Şubesi Kayıplar Komisyonu adına açıklamayı okuyan Yonca Şık, "Abdülkerim Yurtseven, Mikdat Özeken ve Münir Sarıtaş için yeniden soruşturma başlatılmasını istiyor, savcıları yeniden göreve çağırıyoruz. Onların gömüldükleri yerin açıklanmasını ve derhal kazı çalışmalarının başlatılarak ailelerin 17 yıldır süren mezar arayışlarının karşılık bulmasını istiyoruz." dedi.

'DNA TESTLERİ ÇABUK SONUÇLANSIN'

17-22-24 ve 25 Şubat günlerinde Mardin'in Dargeçit ilçesinde yapılan kazı çalışmalarını da hatırlatan Şık, şunları söyledi: "Kazılarda bulunan kemiklere ait DNA testlerinin acilen yapılarak sonuçlarının açıklanmasını istiyoruz. Toplu mezar alanı olarak kullanılan köyde hala çok sayıda şüpheli yer bulunması nedeniyle köyün adli makamlar tarafından koruma altına alınmasını istiyoruz. Diyarbakır'da yapılan kazılarda çıkan kemiklerin, yalnızca kemiklere bakılarak 100 yıllık olduğu yönündeki Adli Tıp Kurumu açıklamasını yetersiz buluyoruz. Toprağın yapısının kemiklerdeki bozulmayı etkilediğini biliyor ve kapsamlı bir incelemenin bağımsız uzmanlarca yapılmasını istiyoruz."

CHP'Lİ VEKİLLERE TEPKİ

Eyleme katılan CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da, toplu mezarlar ve kayıplar konusunda zamanaşımının işletilmemesi gerektiğini söyledi, bu konuda TBMM'de yaptıkları çalışmaları anlattı.

Aileler, CHP milletvekillerine, Dargeçit Kayıpları'nın sorumlusu olan Hurşit İmren'in hala Sivas Cepni'de CHP'den belediye başkanı olduğunu hatırlattı, "Görevden alınması talebimizi Kılıçdaroğlu'na iletin" dedi.

GAZETECİLER DE CUMARTESİ ANNELERİNİN YANINDA

Sağanak yağışın altında yapılan eylemde son olarak kayıp Murat Yıldız'ın annesi Hanife Yıldız konuştu, 1995 yılından bu yana kayıp olan oğluna ne olduğunu bir kez daha sordu.

Eyleme, Nedim ve Ahmet'in Gazeteci Arkadaşları ile ESP Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ve EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan da katıldı.

ANF NEWS AGENCY