12 Şubat 2012 Pazar

Mezarsız gittiler
Ruken Adalı -ANF
10:02 / 12 Şubat 2012

İstanbul - Asiye Doğan, Ramazan Doğan ve son olarak da Kemalettin Eren, kaybedilen çocuklarına ait bir mezar taşına sarılamamanın acısıyla hayata veda ettiler. İçlerindeki tek 'şanslı' Baba Ocak oldu; oğlu Hasan'a ait bir mezar taşına sarılabildi ölmeden önce.

Artık üç kuşağı buluşturan Galatasaray'daki Cumartesi Meydanı, bir yandan çoğalırken, bir yandan da eksiliyor. İlk kuşaktan anne ve babaların, kaybettikleri oğullarına ait bir mezara kavuşabilme umutları tükenmese de ömürleri eksiliyor. Asiye Doğan, Ramazan Doğan ve son olarak da Kemalettin Eren, yıllardır aradıkları oğullarının akıbetlerini öğrenemeden hayata "mezarsız" veda ettiler.

ASİYE ANNE DE KAYBEDİLMEK İSTENDİ

Oğlu Seyhan Doğan'ı en son 29 Ekim 1995 gecesi evinden alınıp Dargeçit Tabur Komutanlığı'na götürülürken gören anne Asiye Doğan, 31 Ekim 2000 tarihinde yaşamını yitirdi. Savaşın Dargeçit'ten İstanbul'a sürüklediği Asiye annenin mezarı İstanbul'daki Kanarya Mahallesi Mezarlığı'nda.

Asiye anne, 13 yaşındaki Seyhan gözaltına alındığı andan itibaren onu bulma umudunu hiç kaybetmedi. Hemen ertesi gün tabura giderek, "Çocuklarım nerede?" diye sordu. "Merak etme, çocukların gelir" diye cevap verdiler. İkinci gün yeniden askeri tabura giden Asiye anneye, "Senin çocuklarını bıraktık, eve gittiler, bir daha gelme" dediler. Askerler birkaç gün sonra 9 yaşındaki Hazni'yi serbest bıraktı. Ağabeyi Seyhan'ın gördüğü işkencelere tanık olan Hazni, bütün gördüklerini ailesine anlattı.

Asiye Doğan vazgeçmedi. Her gün tabura giderek oğlunu sordu, savcılıklara dilekçeler verdi. Her başvurunun ardından da gözaltına alındı, sorgulandı, oğlunu aramaktan vazgeçmesi istendi. Sesini duyurabilmek için her yolu denedi ve bir gün MED TV'ye çıktı, "Ben devletten davacıyım, çocuğumu istiyorum" dedi. Anne Asiye Doğan, ertesi gün ortadan kayboldu, 11 gün sonra bulundu. Çok ağır işkencelerden geçirilen Asiye anne, oğlu gibi kaybedilmek istenmişti. Yaşadığı işkenceleri çok anlatmayan anne, İstanbul'a geldiğinde bu kez Cumartesi Annelerine katıldı. Hayata veda ettiği o güne kadar da Cumartesi Meydanı'nı boş bırakmadı.

'BEN OĞLUMUN KEMİKLERİNİ ARIYORUM'

Seyhan'ın babası Ramazan Doğan da, 25 Ağustos 2010 tarihinde geçirdiği kalp krizi ile yaşamını yitirdi.

Asiye annenin ölümünün ardından Seyhan'ı bulma mücadelesinin başına Baba Ramazan Doğan geçti. O da korucu olmayı reddettiği için gözaltına alınmış, gördüğü ağır işkenceler sonucu ellerini kullanamaz olmuştu. Baba Doğan, düzenli olarak Cumartesi eylemlerine oğlu Seyhan'ın fotoğrafı ile geldi.

Baba Doğan, kayıp yakınlarıyla ilgili olarak "Ne iş yaptıklarını bilmiyorum, Cumartesi Anneleri birileri tarafından kullanılıyor" diyen Başbakan Erdoğan'a şöyle seslenmişti:

"Ben Ramazan Doğan gözaltında kaybedilen Seyhan Doğan'ın babasıyım.

29 Ekim 1995'te, gece saat 03:00 sıralarında, Mardin Dargeçit'teki evimize askerler tarafından düzenlenen baskın esnasında 13 yaşındaki oğlum Seyhan Doğan, 9 yaşındaki kardeşi Hazni ile birlikte gözaltına alındı. Olayın hemen ardından eşim Asiye Doğan, Dargeçit'deki tabura giderek 'Çocuklarım nerde?' diye sordu. 'Merak etme, gelirler' diye cevap verdiler. Eşim ertesi gün tekrar tabura gitti, bu sefer 'Senin çocuklarını bıraktık, eve gittiler, bir daha gelme' dediler. Birkaç gün sonra 9 yaşındaki oğlum Hazni'yi serbest bıraktılar. Hazni bütün olanları bize anlattı. Çocuklara işkence yapmışlar, Filistin askısına asmışlar. Ama Seyhan'dan bir daha haber alamadık. Annesi her gün Seyhan'ı soruyor, dilekçeler veriyordu. Aramaktan vazgeçmeyince onu da gözaltına aldılar. 11 gün kendisinden haber alamadık. Gözaltındayken ağır işkence gördü ve sağlığı bozuldu. 'Seyhan' diye diye öldü. Eskiden Galatasaray'a o gelirdi. Şimdi onun yerine ben geliyorum.

Bizim bilgimiz dışında nüfus kütüğümüze Seyhan'ın öldüğünü yazmışlar. Başbakan bizi suçlayacağına bu kaydı düşenleri araştırsın. Benim oğlum daha çocuktu; onu benim kucağımdan alıp götürdüler. Başbakan ne yaptığımı bilmiyorsa söyleyeyim, ben oğlumun kemiklerini arıyorum."

'ARTIK BİR MEZARIMIZ VAR'

Seyhan Doğan'ın babası Ramazan Doğan'ın ardından Hayrettin Eren'in babası Kemalettin Eren de, sarılacak bir mezar taşı bulamadan 24 Ocak 2012 tarihinde hayata veda etti.

Hayrettin Eren, 21 Kasım 1980'den beri kayıp. Eren, arkadaşı Ahmet Öztürk ile buluşmaya gittiği İstanbul Saraçhane'de gözaltına alınarak Karagümrük Karakolu'na götürüldü.

Anne Elmas Eren, haberi alır almaz karakola gitti ve gözaltı kayıt defterinde oğlunun adını gördü. Karakoldakiler, Hayrettin Eren'i Gayrettepe'deki Siyasi Şube'de gördüklerini söylediler. Şubeye giden annesi, oğlunun gözaltına alınırken kullandığı babasına ait otomobili şubenin bahçesinde gördü; ancak aldığı yanıt "gözaltında böyle biri yok" oldu.

Birlikte gözaltına alındığı arkadaşı Ahmet Öztürk, "Tanığım; onu hem karakolda hem de siyasi şubede gördüm" dedi ama hiçbir işe yaramadı. Çünkü savcı aileye, "Size inanıyorum ama bu davayı açarsam meslek hayatım biter" dedi.

31 yıldır oğlunun akıbetini öğrenmek için Cumartesi eylemlerine katılan Hayrettin Eren'in kızı İkbal Eren, son Cumartesi eyleminde yaşadıkları acıyı şöyle anlatmıştı: "31 yıldır bir mezarımızın olmadığını söylüyoruz. Babam da bir mezar için burada oturdu. Artık bir mezarımız var. Ancak o da babamın mezarı. Abimin mezarı hala yok. Başka ne diyebilirim ki!"

BABA OCAK 'ŞANS'LIYDI

Cumartesi insanları, yıllardır kaybettikleri yakınlarına dair bir mezar arıyorlar. Bayram günlerinde ziyaret edebilecekleri ya da sarılıp dertleşebilecekleri bir mezara sahip olmak bir 'şans' onlar için.

Bu 'şans'a sahip olanlardan biri de Hasan Ocak'ın babası Baba Ocak oldu.

Karayolları'ndan işçi emeklisi olan Baba Ocak, 69 yaşındaydı. Hayatının son altı yılını oğlu Hasan için yaşadı. Tartaklandı, kriz geçirdi, hastaneye kaldırdı, iyileşti, yine kalabalıklarla birlikteydi.

Oğlu Hasan Ocak, 20 Mart 1995'de gözaltında kaybedildiğinde, Baba Ocak; eşi Emine Ocak ve çocuklarıyla birlikte oğlu için yollara düştü. Hasan Ocak'ın kaybından 55 gün sonra, onu Kimsesizler Mezarlığı'nda buldu. Hasan'ın işkenceyle öldürülen bedeni, Beykoz ormanlarında bulunmuş, Altınşehir Kimsesizler Mezarlığı'na gömülmüştü.

Baba Ocak ise oğlunun bulunmasından sonra yaptığı basın toplantısında, gazetecileri, "Sizi oğlumun düğününde ağırlamak isterdim" sözleriyle karşılamıştı. Oğlu Hasan'ı "düğün" dediği kitlesel bir cenaze töreniyle Gazi Mezarlığı'nda toprağa verdi.

Baba Ocak, oğlunun cansız bedenine kavuştuktan sonra da sokakları terk etmedi. Bu kez diğer kayıplar için mücadele etti, ta ki hayata veda ettiği 29 Haziran 2001 tarihine kadar...

ANF NEWS AGENCY

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder