24 Şubat 2011 Perşembe

Kayıp yakınları: Görüşmeler umut verici
Foto: Kayıp yakınları: Görüşmeler umut verici 
 
http://www.atilim.org/haberler/2011/02/24/Kayip_yakinlari__Gorusmeler_umut_verici.html
ANKARA (24.02.2011)- Kayıp yakınları ve insan hakları savunucuları BDP’nin ardından AKP ve CHP ile temaslarda bulundu. Kayıp yakınları, siyasi partilerle yapılan görüşmelere ilişkin İHD Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi.
Basın toplantısına İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, İHD Diyarbakır Şube Sekreteri Raci Bilici, Barış Anneleri İnisiyatifi Sultan Koyun, YAKAY-DER Başkanı ve Cumartesi Annelerinden Hanım Tosun, Diyarbakır MEYA-DER Başkanı Ali Özen katıldı.
Heyet adına konuşma yapan İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, üç gündür Ankara’da diploması çevreleri ile temaslarda bulunduklarını, AB Türkiye Delegasyonu, Federal Almanya Büyükelçisi, ve İngiltere Büyükelçisi ile görüştüklerini aktardı. Türkdoğan önümüzdeki günlerde ise Fransa Amerika ve Rusya Büyükelçileri ile görüşecekleri bilgisini verdi.
Türkdoğan: Geçmişle yüzleşme için uluslararası destek hazır
Diplomasi çevreleri ile yaptıkları görüşmelerin oldukça iyi geçtiğini belirten Türkdoğan, “Diplomatlar, başka ülkelerin deneyimlerini bildiklerini ve Türkiye'nin de kendi geleceğini inşa etmesinin yolunun geçmişiyle yüzleşmesinden geçtiğini söyledi. Geçmişle yüzleşme konusunda uluslararası destek mevcuttur yeter ki bu konuda siyasi irade kendisini ortaya koyabilsin, adım atabilsin” dedi.
Gözaltında kayıplar ve faili meçhul cinayetlerin ancak Hakikatler Komisyonu mahiyetinde gerçek bir komisyonun kurulmasıyla çözülebileceğini söyleyen Türtdoğan, devletin ve tüm toplumun süreçle yüzleşmesi gerektiğini belirtti.
Toplu mezarların Minnasota Protokolü’ne uygun olarak açılması gerektiğini ifade eden Türkdoğan, bu taleplerini özellikle AKP’ye ilettiklerini aktardı. Türkdoğan şunları kaydetti: “Toplu mezarların açılması, cesetlerin çıkarılmasında, delilleri karartılmamasında, kemiklerin tespit edilmesinde uyulması gereken kurallar var.dı. Bu noktada özellikle Adalet Bakanlığının olaya el koymasını ve protokol konusunda savcıları bilgilendirmesini ve protokolü genelge haline getirmesini istedik. Bu talebimizi tüm partilere ama özellikle AKP’ye ilettik. Unutulmamalıdır ki o mezarlarda bir halka mensup insanlar yatıyor. Kürt halkının onuru daha fazla zedelenmemeli. Ölen insanların anısına, yakınlarının acılarına saygı duyulmalıdır. Bu açıdan toplu mezarların açılması noktasında BM kurallarına uyuluncaya kadar ve tabi ki bir DNA bankası kuruluncaya kadar bu uygulama durdurulmalıdır.”
“Herkesin bir mezar hakkı var”
Devletin elindeki tüm arşivlerin açılmasını, silahlı çatışma adı altında ölen insanlara ilişkin tutulan tüm tutanaklarını açıklanması gerektiğini söyleyen Türkdoğan, “Silahlı militanlar ölmüş olabilir. Onlar insandır ve herkes insan onuruna uygun bir muamele görmeyi bekler. Herkesin bir mezar hakkı vardır. Mezar hakkı kavramı insanlık tarihinde çok kadim bir haktır. Bu hak devlet yetkilileri tarafından unutulmuşa benziyor. Bu ölümlerden, faili meçhul cinayetlerden sorumlu olanlar hala bu devletin başında. Soruşturma ve kovuşturmadan korkuyorlar. Dolayısıyla tüm bunları gözeten bir noktadan yeni bir süreç açılacak, toplumsal barış kurulacaksa Hakikatler komisyonunun kurulması önemlidir”
CHP: Elimizden geleni yapacağız
CHP grubundan Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, Adalet Komisyonu üyesi Ali Rıza Öztürk ile görüştüklerini söyleyen İHD Genel Başkanı, “Hamzaçebi, ilettiğimiz talepleri haklı ve yerinde talepler olarak değerlendirdi. Kendilerinin de kayıpların akıbetinin araştırılması için meclise önerge sunduklarını ancak kabul edilmediğini dile getirdi. Hakikat komisyonu yada benzer bir komisyonun kurulaması konusunda ellerinden geleni yapacaklarını söyledi” bilgisini aktardı. Türkdoğan, bunun önemli bir gelişme olarak kaydettiklerini de sözlerine ekledi.
AKP: Talepler Başbakan'a iletilecek
Türkdoğan, AKP Grup Başkanvekili Ayşenur Bahçekapı ile görüşmeye ilişkin ise şunları aktardı: “Toplu mezarların açılması konusunda Minnasota protokolünün uygulanmasına ilişkin talebimizi Başbakan ve Adalet Bakanlığına ileteceğini belirtti. Kayıplarla ilgili olarak Türkiye'nin BM sözleşmesine taraf olamasıyla ilgili olarak çalıştıklarını bu konuda yakında sonuca varacaklarını söyledi. Kayıpların akıbetlerinin araştırılması ile ilgili İnsan hakları inceleme alt komisyonun kurulduğunu ve çalışmalarının devam ettiğini, bu konuda da komisyona yardımcı olunması gerekiğini söyledi.”
Yaptıkları görüşmelere dair, “bakış açısı farkı var” değerlendirmesini yapan Türkdoğan, “Siyasal iktidar çeşitli konularda adım attığını ve bu adımların sahiplenilmesi gerektiğini ifade ediyor. Bizde adımların yeterli olamadığını daha güçlü ve kararlı adımlar atılması gerektiğini, geleceğe dair daha net tutum takılması gerektiğini söyledik” dedi.
“Reformlar seçim sonrasına kalamaz”
Son yıllarda özellikle bölge illerinde insan hakları açısından durumun kötüye gittiği ve buna müdahale edilmesi gerektiğini de aktardıklarını belirten Türkdoğan, insan hakları konusunda yapılacak reformların seçim sürecinden sonrasına kalacağı yönünde yanıt aldıklarını aktardı. Türkdoğan, “Seçim var olan durumla insan hakları savunucuları bakımından beklenilmesi gereken bir süreç değildir. Kürt sorununda, demokratik açılım sürecinde risk alınacaksa şimdi alınmalıdır” dedi.
Görüşmelerde, İran’da yaşana idam cezalarına ilişkin Türkiye’nin tutum alması gerektiğini de söylediklerini belirten Türkdoğan, “İnsan hakları ihlalleri ile anılan ülkelerle ilişkiler sürdürülmemelidir. Demek ki dış politikamızın ana unsuru insan hakları değil. İran’da yaşana ölüm cezalarına karşı gereken tutum alınmalıdır. Bu bizim için önemlidir” diye konuştu. Türkdoğan, görüşmelerin umut verici olduğunu söyleyerek sözlerini noktaladı.
Toplantıda konuşan YAKAY-DER Başkanı gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun’un eşi Hanım Tosun, yapılan görüşmelerin önemli ve umut verici olduğunu söyledi. Kürtçe konuşma yapan Barış Anneleri İnisiyatifi’nden Sultan Koyun ise şunları söyledi: “Ben yazar da değilim aydında, okumamda yok yazmamda. Ama iyi bildiğim bir şey var, yüreğim yanıyor, anaların yüreğinin nasıl yandığını biliyorum. Artık yeter, biz göz yaşı dökmek istemiyoruz.” (ETHA)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder