27 Mart 2011 Pazar

Anne Ceylan: Hep aynı senaryo

Gözaltında kaybedilen Tolga Baykal Ceylan'ın annesi Kadriye Ceylan, oğlunun gözaltında kaybolmadığını iddia eden TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Zafer Üskül'e sert tepki gösterdi, "Başından beri bu senaryoyu uydurdular" dedi. Anne, "Hep aynı yöntem, hep aynı aldatmaca hep aynı senaryo" dedi.
Kaybedilen kişileri "ölü" diye yazmışlar 5
Etkin Haber Ajansı / 27 Mart 2011 Pazar, 12:02
İSTANBUL- Başbakan Erdoğan'ın "AKP hükümeti döneminde tek gözaltında kayıp" dediği ve Meclis Komisyonu açılan Tolga Baykal Ceylan'ın bir kez daha gözaltında kaybolmadığı ileri sürüldü.

ÜSKÜL: GÖZALTINDA KAYBOLMADI

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Zafer Üskül, Mülkiye Başmüfettişi Mehmet Firik ve Adalet Müfettişi Mecit Gürsoy, jandarma yetkilileri 2004 yılında gözaltında kaybedilen Ceylan'ın eşyalarının bulunduğu İğneada beldesine bağlı Beğendik köyü balıkçı barınağında incelemelerde bulundu.
Üskül incelemelerin ardından, bugüne kadar yaptıkları incelemeye göre Tolga Baykal Ceylan'ın gözaltında kaybolan bir kişi olmadığını ileri sürdü. Üskül, "Çünkü hiçbir zaman gözaltına alınmadığını tespit ettik. Jandarma karakol kayıtlarını inceledik. Kendisinin kimlik tespiti yapılmış, inceleme yapılmış ama karakola hiç götürülmemiş. Nezarete alınmamış, dolayısıyla Ceylan'ın gözaltına kaybolduğunu söyleme imkanına sahip değiliz. Bunun tersi geçerli görünüyor" dedi.
"Gözaltında kaybolmuş değil, bu önemli" diyen Üskül şöyle devam etti:
"Şunu tespit etmiş durumdayız ki Tolga Baykal Ceylan gözaltında kaybolmuş birisi değildir. Yaşıyor olduğunu umut ediyoruz. Yurt dışına çıkmış olabilir, bu konuda da kesin bir kanıt şu anda yok ama bir ihtimaldir" dedi.

ANNE CEYLAN: BAŞINDA BERİ BU SENARYO

İstanbul Teknik Üniversitesi Matematik Bölümü öğrencisi Tolga Baykal Ceylan'ın annesi Kadriye Ceylan ise ETHA muhabirine yaptığı açıklamada,
"Onlar zaten başından beri bu senaryoyu uydurdular. Başından itibaren bu iddiadalar" dedi.
Anne Ceylan, "Eğer öyleyse bulsunlar. Bulsunlar, beni oğluma götürsünler. Ya da oğlumu bana getirsinler. Şimdi yurtdışını çıkıpta Tolga'nın beni aramaması, bana ulaşmaması mümkün değil. Zaten uydurdukları sanaryolar bunun üstüneydi. İlk baştan itibaren senaryolar bunun üstüneydi" dedi.
Yetkililerin, oğlunun "bu ülkede yaşanmaz ben bu ülkeden gitmek istiyorum" sözlerinin bildiklerini ifade eden Anne Ceylan, "O yüzden bu kolay oldu onlar için. Evet onun gözaltında kaydı yok ama diğerlerinde olduğu gibi o gözaltında kaybedildi" dedi.

JANDARMA NEDEN GİZLEDİ?

Oğlunun kaybedilmesinin ardından İğneada'ya gittiğini söyleyen anne Ceylan, şöyle devam etti: "Eğer oğlum orada kaybedilmemiş olsaydı Jandarmaya, 14 Ağustos'ta gittiğimde neden benden sakladı? Neden inkar etti. Köyleri gezeceğim dediğimde 'köylere gitmiş olsa bize haber gelirdi' diye yalan söylediler. Halbuki ben 16 Ağustos'ta Beğendi köyünü muhtarının oğlu, oğlumun kaybolduğu tarihte jandarmaya teslim ettiğini söylemişti. Ki bu doğru. O zaman jandarma bunu benden niye gizledi."

OĞLUM BANA NOT BIRAKMIŞTI

Kadriye Ceylan, tanıkların olayın ardından öldüklerine dikkat çekerek şöyle devam etti: "Muhtarın oğlu motosiklet kazasında ölmüş. Tanıklardan birisi o. Diğeri kahvecilik yapan Orhan Uyanık. O da ölmüş. Tolga'nın bana verdiği cep numarası ona ait çıktı daha sonra. İkincisi Tolga. Orhan Uyanık'a not bırakmış; 'Şu şu numaralardan annemi arayıp haber verirmisin' diye. Oğlum niçin bu notu ona bıraktı? Orhan Uyanık beni arayıp haber vermedi. Niçin arayacaktı, neyi haber verecekti? Oğlum neden arayamıyordu? Bunu kahvecinin çırağı söylemişti. Bu notu daha sonra Orhan Uyanık'tan aldım. O ölmüş daha sonra Beğendik köyünün muhtarı da ölmüş"
"30 sene önce kaybedilen kişiler için de o dönemdeki hükümetler de aynı şeyi söylediler, aynı şeyi yaptılar" diyen Anne Ceylan, "Bir 30 sene sonra ancak sanırım bende bu hükümetten bunun hesabını sorabileceğim. Hep aynı yöntem, hep aynı ağıt, hep aynı aldatmaca hep aynı senaryo" dedi.

ANALARIN DUYGULARIYLA OYNAMASINLAR

Yetkililerin anaların duygularıyla oynamamasını isteyen Kadriye Ceylan şöyle dedi: "Anaların duygularıyla oynamasın hiç kimse. Bunun günahını kimse ödeyemez. Şimdi kamuoyu oluştu, benim oğlumun kaybedildiği herkes duydu. Bunu yalanlamak için yaptıkları bir şey bu soruşturma. Yani kendilerini aklamak için yaptıkları.. Bizi başbakanlık kabul etti, bizi dinledi, öyle göründü, amaçları buymuş demek ki. Anaların duygularıyla oynamasınlar, bunu bedelini ödeyemezler."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder