15 Mart 2011 Salı

Nihat Aydoğan, 17 yıldır kayıp! 

http://www.firatnews.com/index.php?rupel=nuce&nuceID=41914

ZEYNEP KURAY -ANF
14:28 / 15 Mart 2011
İSTANBUL- - Midyat'a bağlı Doğançay köyünde jandarma tarafından gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınmayan Nihat Aydoğan, kaybedildiğinde 32 yaşındaydı, aradan 17 sene geçti, hala bir haber yok… Ailesi toplu mezar haberlerinden sonra birçok kayıp yakını gibi “belki cenazesini buluruz” diye harekete geçti. Eşinin akıbetini öğrenmek isteyen Halime Aydoğan, İHD İstanbul Şubesi’ne başvurdu.

Köyde hayvancılık yaparak geçimini sağlayan Nihat Aydoğan’a yönelik baskılar 1990’lı yılların başında başlamıştı. Dört çocuk babası Aydoğan diğer köylüler gibi jandarma ve korucular tarafından sıraya dizilip dövülüyor, korucu olmaması halinde evi yakılmak tehdit ediliyordu. Büyük oğlu Feyzi’nin de gerilla katılmasıyla baskıları daha da arttı. 1993’te oğlunun Hakkari’de girdiği çatışma sonucu yaşamını yitirdiği haberini alan Nihat Doğan, defalarca gözaltına alındı.

20 Kasım 1994 günü sabah saat 05.00 sularında Midyat Karakolu’nda görevli jandarmalar ve korucular tarafından basılma anını ise Nihat Aydoğan’ın eşi Halime Aydoğan şöyle anlatıyor: “Kapı hızlı hızlı vuruldu. Komşu sanarak kapıyı açtım. Birden beni itekleyerek içeri daldılar. Aralarında bizi her zaman tehdit eden Serdêfe köyünden Sarhoş Kemal diye bilinen korucubaşı da vardı. Korucu ve askerler etrafı sarmıştı. Eşimi yataktan döverek kaldırdılar. 12 yaşındaki kızım olayın dehşetinden dili tutuldu.”

JANDARMANIN TELEFON OYUNU!

Eşinin önce Midyat karakoluna, daha sonra da Merdin Merkez Komutanlığı’na sevk edildiğini hatırlatan Aydoğan “15 gün orada kimseye göstermeyerek, sabah akşam işkence yaptılar. En sonunda kocam köy muhtarını arayarak, ‘Beni bıraktılar, geleceğim’ demiş. Ama bundan sonra kendisinden bir daha hiç haber alamadık. Bu telefon jandarmanın oyunuydu, kocamı kaybetmek için hazırlanmış bir düzendi” diye konuştu.

Daha sonra Merdin Jandarma Merkez Komutanlığı’na gittiğini belirten Halime Aydoğan, “Bana ‘biz bıraktık. Dağa çıkmış, onu orada ara’ dediler. Bunun üzerine Midyat’a gittim ve okuma yazmam olmadığı için orada bir dilekçe yazdırarak Midyat Cumhuriyet Savcılığına verdim. Köyde kimse kendi başları da yanacak korkusuyla yanımıza yaklaşmadığı için, çocuklarımla birlikte yalnız kaldım. Bu yüzden eşimin başına gelenlerin peşine de yeterince düşemedim, bir sonuç alamadım” dedi.

Bir gün köylülerin yanına gelerek, “Kaçın, sizi de öldürecekler” dediklerini anlatan Aydoğan, “Sadece çocuklarım ve bir valiz eşyayla İstanbul’a kaçtım. Bir müddet burada akrabalarımın yanında kaldım. Çocuklarımı yalnız başıma büyüttüm. Yıllarca ne oğlumun cenazesini, ne de eşimden bir haber alabildim. Ama Bölgede durmadan ortaya çıkartılan toplu mezarlar bana eşimin de Mardin’deki bir toplu mezarda gömülü olduğunu düşündürüyor. Kaybedildiğinde 32 yaşındaydı, aradan 17 sene geçti, hala bir haber yok” diye konuştu.

İHD’YE BAŞVURDU

Bölgede çıkartılan toplu mezarlardan sonra İHD İstanbul Şubesi’ne başvuran Halime Aydoğan, eşinin akıbetini öğrenmek için her türlü hukuki yolu sonuna kadar deneyeceğini söyledi.

ANF NEWS AGENCY

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder